Hindistan’daki inanışa göre her kim bir hindistancevizi
ağacı dikerse o kişi, ailesinin tüm gereksinimlerini sağlamış olurdu. Neden mi? Çünkü
hindistancevizini inanamayacağınız kadar çok amaçla kullanabiliriz. Dallarının
ucundaki
tomurcuklardan salata yapıp, çiçeklerinin açmasını engelleyerek onlar
‘yaş’ dökerken, bu damlacıklardan kahverengi şeker üretilebildiği gibi, daha
sonra bundan bira veya sirke de
yapılabilir. Hintliler hindistancevizinin liflerinden ip, kabuğundan da gayet güzel süs eşyalarını üretiyorlar. Bunun dışında halı ipliği ve halat imalatında kullanıldığı gibi, yatak şiltesi
olarak da kullanılıyor ve hatta aydınlatmada hem liflerinden fitil yapılıyor, hem de yağından
faydalanılıyor. Bu sihirli meyva, kül ile karıştırınca sabun haline geliyor ve tabii ki
yemek ve tatlılarda da sonsuza kullanım seçeneği var!

Ayrıc, sindirimi çok kolay olduğu için bebekler bile
tüketebilir.
Hindistancevizi suyunda asit dengemizi sağlayan alkali maddeler - magnezyum, kalsiyum, kalium ve natrium – bulunuyor, bundan dolayı yaşlanmayı geciktiren özelliklerini de göz önüne alırsak, olabildiğince sık tüketmekte fayda var. Üstelik protein oranı düşük ve bu protein vücudumuzda hemen emiliyor. En önemlisi bedenimize yük olmadan sindirime yardımcı oluyor. Suyunda bulunan amino asidin görevi de yağ dokularındaki depolanmamış kurşunun uzaklaştırılması. Bunun için hindistancevizi suyunun tüketilmesi özellikle detoks diyetlerinde tavsiye ediliyor.
Hindistancevizi yağını da soğuk presle elde edildiğinde, yani hidrojene edilmediğinde sağlıklı bir yağ olarak kullanabiliriz. Düzenli tükettiğimizde vücudumuza - anne sütünde de bulunan -laurinasit giriyor, ve monolaurana çeviriliyor, bu değerli dönüşümü vücudumuz grip, uçuk ve bazi bakterilerin yok etmesine kullanıyor.
Artık birçok yerde satılıyor, ama ya pahalı
ya da katkı maddelerden dolayı almayı tercih etmiyorum. Hindistancevizi sütünü elde etmenin
değişik yöntemler var. Kimi kaynatıyor – böylece tadı daha
belirgin-, kimi sadece suda bekletiyor, içindeki değerli enzimler ve vitaminler
hasar görmesin diye.
Aslında sadece sütünü içip enzimlerden
faydalanmak istiyorsak suda bekletmemiz yeterli. Biz bal, agave yada xilit ekleyip sade içiyoruz, yada çocuklara
şekersiz kakao ile sıcak çikolata hazırlıyorum, tam bounty tadı oluyor! Bu tat yetişkinlerde de bağımlılık yapabilir:)
Malzemeler:
250 g hindistancevizi rendesi (bazen sülfür ile beyazlatıyorlar, genelde ambalajında yazıyor, ama elbette en iyisi
organik hindistan cevizi almak)
700 ml su
Hazırlanışı:
Hindistan cevizi rendemizi en az 4-5 saat suda
bekletiyoruz.
Kalan rendeyi temiz su ile blenderden
geçiriyoruz. Aslında hindistancevizi sütümüz hazır sayılır, ama isteyen sütün
içinde kalan tanecikleri de ince bir süzgeçten geçirebilir. Süzerken rendeyi iyice presleyip - mesela
tülbent bunun için çok uygun - elde ettiğimiz rendenin tamamen kuru olmasına dikkat edelim.
Eğer yağını da kullanmak istersek, hindistancevizini eklediğimiz suyla beraber 2-3 dakika kaynatalım ve yarım saat
bekletelim. Sonra bu karışımı blenderden geçirip süzelim ve hemen arkasında
buzdolabına koyalım ki, yağımız soğukta suyun üstünde biriksin.
Bir küçük bilgi daha paylaşmak isterim. Ben bu yağı kış aylarında kızlarımın kuruyan dudaklarına sürüyorum.
Hindistancevizi sütünü kesinlikle inek sütü yerine de kullanabiliriz, tahılları pişirirken yada koktellerde de
güzel bir tat veriyor. Bir de kahveye ekleyince ayrı bir aroma oluyor. Denemekte fayda var:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder