31 Mayıs 2013 Cuma

Pestilden Yapılmış Haşhaşlı Çilekli Dilim - glutensiz

Haşhaşlı tariflere doyamıyoruz. Elmalı ve haşhaşlı dilimlerden sonra bu sefer çileğin tam mevsimi dedik ve haşhaşı onunla denemek istedim. Fotoğraf çekmek için  son dilimi yine  zar zor kurtardım!

Malzemeler:

2 parça elmalı pestil (aslında bir tepsi büyüklüğündeki pestili dörde böldüm) Tarifi de burada.


200 gr ince öğütülmüş haşhaş (Haşhaşı kahve öğütme makinesinde öğütüyorum.)
4 kaşık bal veya agave şurubu
Haşhaşı balla iyice karıştıralım.


1 bardak çilek
3 yemek kaşığı filizlendirilmiş karabuğday
Çileği karabuğdayla beraber blenderden geçirelim.

Bir pestilin üzerine ballı haşhaşlı karışımı eşit bir şekilde yayalım ve ikinci pestilimizle kapatalım. Üzerine önceden hazırlanmış çilekli sosumuzu dökelim. İşte bu kadar:)

30 Mayıs 2013 Perşembe

Kaz Çoban Kraliçesi

Macar Halk Masalı



Bir varmış bir yokmuş, ülkenin birinde üç kızıyla ve karısıyla yaşayan bir tüccar varmış. Bir gün alışveriş yapmak için büyük kente gitmek üzere hazırlanırken kızlarını çağırmış ve onlara kendisini nasıl ve ne kadar sevdiklerini sormuş.
Büyük kızı “babacığım ben seni pazarda satılan en güzel elbiseyi sevdiğim kadar çok seviyorum” demiş. Ortanca kız “babacığım ben seni pırlantalarla bezeli bir elbise kadar çok seviyorum, bana bir tane alır mısın?” demiş. Baba kızlarına sevgiyle sarıldıktan sonra en küçük kızına dönmüş, “söyle bakalım küçük kızım sen beni ne kadar seviyorsun?”
“Sevgili babacığım ben seni yemekteki tuz kadar çok seviyorum’ demiş.

Babası bu söze çok hiddetlenmiş ve “nasıl böyle bir şey söylersin bana? Anlamadım kızım, benim değerim bu kadarcık mı senin gözünde? Ben buna çok üzüldüm, nereye istersen oraya git, seni bir daha görmek istemiyorum” demiş. Baba, kızının kendisine çok az değer verdiğini düşündüğü için çok gücenmiş.

En küçük kız nereye gideceğini düşünmeye başlamış. Bir kelime yüzünden evinden kovulmuş. Zavallı kız birkaç parça eşyasını toplayarak yola koyulmuş.

Yürümüş, yürümüş ve o kadar üzgünmüş ki nereye gittiğini bilmeden saatlerce yürümüş. Sonunda bir şatonun önüne gelmiş. Etraftakilere sorunca bu şatonun sahibinin bir kral olduğunu öğrenmiş. Şatoya girmek için izin istemiş ve kim olduğunu ve ne durumda olduğunu anlatmış. İşe ihtiyacı varmış ve ne olursa yapabilirmiş. Şatodakiler onun haline  üzülmüşler ve üstü başı perişan olan bu küçük kıza kaz çobanlığı görevini vermişler.


Zavallı kız senelerce kazlarla yaşamış. Sadece yemek yemeye şatonun mutfağına gidiyormuş. Bir keresinde yırtık pırtık, üzerine kaz tüyleri yapışmış elbiseleriyle tam yemek almaya geldiğinde, aşçı ona bağırmış “hadi çık bakalım mutfaktan, ayak altında dolaşma. Üstün başın da çok kirli. Yemeklere saçın düşer ya da kirli bir şey bulaştırırsan beni işimden edersin”


Zavallı kız mutfaktan çıkmış. Kaz kümesine doğru giderken prensin odasının açık olan penceresinin önünden geçiyormuş. Üzerini giyinmiş, özenle hazırlanan prensi görüce dayanamayarak sormuş:


“Prensim, nereye gitmek için hazırlanıyorsunuz?”

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Çiğ Bademli Hindistancevizi Dilimi - glutensiz



 Geçen hafta Karamürsel gezimizin sırasında ev sahibimiz Gül Hanım  bizi aktara da götürdü, her şey mis kokuyordu ve taptazeydi, hindistancevizini de görünce dayanamadım ve yarım kilo aldım. 1 haftadır tezgahta duruyor  ve beni bekliyor. İşte harekete geçme zamanı. Aslında tatlıyı yaptım ve geçen Pazartesi perküsyon dersime götürdüm ama akşam geç çıkınca resmini çekemedim. Tarifini  resmini olmadan bloga koymak istemedim. Ama Tülay ve İnci (‘ta 7 senedir perküsyon dersine katılıyorlar, okulumuzun en tecrübeli öğrencileri’ diye tanıtıyor onları bizim sevgili Engin Hocamız:)) ısrar edince şimdi özel istek üzerine sizinle paylaşıyorum. Kendi fotoğrafımı çekene kadar resmini de Gitta’nın bloğundan görebilirsiniz. Adresi aşağıda.

Taban için:
1 bardak badem, suda bekletilmiş
3 kaşık agave şurubu yada bal
1 kaşık kakao (varsa şekersiz çiğ kakao yada organik)

Hindistancevizi krem için:
3 bardak hindistancevizi
3 kaşık agave şurubu yada bal
2-3 tane rendelenmiş elma
vanilya
1 limonun suyu

Meyve sosu için:
Ben ilk seferinde karadut kullandım ama herkes kendi damak tadına göre sosunu hazırlayabilir. Tabii mevsimine göre mevcut meyve seçenekleri de değişiyor. Çilekli de güzel olabiliyor.

1 bardak karadut
2-3 yemek kaşığı filizlendirilmiş, kurutulmuş karabuğday (meyve sosunu biraz katılaştırmak için koydum)


Bademi, balı ve kakaoyu beraber iyice öğütelim ve hamur kıvamına geldiğinde bir pasta kabının dibine bastırarak yayalım. Ben bir kaç saat 45 derecede kuruttum, kesmesi daha kolay oluyor.

Hindistancevizini kahve öğütme makinesinde yağı çıkana kadar öğüttüm. Böylece kremsi bir hal alıyor. (Evde kahve öğütme makinesi yoksa yine küçük bıçaklı blender kullanabiliriz, yağı çıkmasa da elmayı ekleyince hindistancevizi rendesi birbirlerine yapışacak ve krem olarak kullanabiliriz.) Sonra balı, limon suyunu ve elmayı da ekledim, karıştırıp pasta tabanın üstüne sürdüm.

En son da karadutu karabuğday ile blenderden geçirdim ve hindistancevizli tabakanın üstüne döktüm.


http://gittarawfood.blogspot.com/2010/09/mandulas-kokusz-szelet.html

23 Mayıs 2013 Perşembe

Gitta'nın Çilekli Pastası


Bir kaç haftadır pazarlarda, manavlarda doğal kokusuyla çilek beni çağırıyor. Eve yeterince çilek alamıyorum, seçenekler çok: kendi kendine, yoğurtla, kaju ile shake olarak, yada biraz mutfakta uğraşıp güzel çiğ pastalar şeklinde tüketiyoruz. Evin halkı, hatta arkadaşlar da çok memnun....

Bu tarifi de Gitta’nın blogunda buldum, biraz değiştirip size sunuyorum

Aynı anda artık birden fazla pasta tabanı hazırlıyorum ki fırın boşuna çalışmasın. Böylece ihtiyaç olunca ya da vaktim olursa buzdolabından çıkarıp sadece doldurması kalıyor. 

Malzemeler

Taban için:
1 bardak, suda bekletilmiş ceviz
1 bardak kurutulmuş hurma ve kaysı
tarçın
tuz

Kremi için:
1 bardak kaju
1 limonun suyu
vanilya
1 kaşık bal
10-15 tane çilek

üstüne de dilimlenmiş çilek


Taban için malzemeleri blendera koyalım ve hamur homojen olana kadar blenderi çalıştıralım. Sonra bu hamuru bir pasta kabına yerleştirelim.  Kaşıkla üstüne basa basa gayet düz bir taban elde edebiliriz. Bunu fırında  45 derecede kurutalım, yaklaşık 10 saat boyunca. Buzdolabında kurutulmuş haliyle de uzun uzun saklayabiliriz.

Kremi için malzemeleri blendera koyalım ve kaju taneleri tamamen parçalanıncaya kadar çalıştıralım. Bu kremi, kurutulmuş pasta tabanımızın üstüne dökelim ve eşit bir şekilde  dağıtalım. En son da dilimlenmiş çilekleri yerleştirelim. Nane yapraklarıyla süsleyelim.




Kaynak:  http://gittarawfood.blogspot.com/2010/06/epres-mini-tortacskak.html

17 Mayıs 2013 Cuma

Üç Dallı Çınar Ağacının Hikayesi



Bir varmış bir yokmuş, Yeşil Ülke’de yaşayan kralın bir oğlu varmış. Günlerden bir gün, prens tüfeğini alıp ormana avlanmaya gitmiş. Ormana girmesiyle birlikte ağaçların arasında bir tavşan görmüş. Tam namlusunu tavşana doğrultmuş ve onu vuracakken tavşan yalvarmaya başlamış: “prensim, eğer beni bağışlarsan, sana söz veriyorum bu yaptığın iyilik karşına çıkacak. Hayatımı bağışla!” demiş.

Prens tavşanın canını bağışlamış. Tavşan da koşarak ormanın derinliklerinde kaybolmuş. Sonra prens yoluna devam etmiş. Ve bu defa bir tilki görmüş. Tam nişan aldığında Tilki yalvaran bir sesle konuşmaya başlamış: “Lütfen prensim beni vurma, hayatımı bağışla. İnan bu iyilik karşına çıkacak.” Prens Tilkiyi de serbest bırakmış ve  yoluna devam etmiş. Ormanda ilerlerken bir karaca görmüş ve ona nişan almış. Ama yine aynı şey olmuş, karaca da yalvarmaya başlamış: “prensim, lütfen hayatımı bağışlayın, inanın bu iyilik karşılıksız kalmayacak” demiş.

Prens karacayı da serbest bırakmış. Karaca: “Merhametli prensim, size bu iyiliğinizin karşılığında bir sır vereceğim: Ormanın tam ortasına gidin, orada üç dallı bir çınar ağacı göreceksin. Bir dalını kesin ve o daldan çıkan periyi eşiniz olarak saraya götürün. Ama yanınıza mutlaka su alın, çünkü ihtiyacınız olacak ”demiş. Prens tam ormanın ortasına gitmiş, çınar ağacını bulmuş. Dalı kesip ve daldan çıkan güzeller güzeli periyi görmüş. Peri prensten yardım istemiş: “lütfen bana su ver, yoksa boğulacağım!” Prens aceleyle matarasını çıkartmak isterken, bütün su yere dökülmüş ve güzel peri oracıkta ölmüş.

Prens onu kucaklayıp, saraya götürmüş ve üzüntü içinde bir tören düzenlemiş.


9 Mayıs 2013 Perşembe

Buğday Çiminin Yetiştirilmesi

Buğday çiminden elde edilen sıvı bir mucize değil, ama düzenli tüketildiğinde elde edilen sonuçlar mucizeler yaratıyor. Buğday çim suyu hakkında yazılan kitaplar olduğu gibi, faydalarından bahseden gazete haberleri ve televizyon programları da günden güne artmakta. Kabul ediyorum, tadı ilk denemede çok lezzetli değil, fakat zamanla o kadar alışılıyor ki, sanki güne buğday çim suyu tüketerek başlanmazsa sabah, sabah olmuyor. 
Şimdi, bütün bu girizgahtan sonra asıl meseleye gelelim; evde buğday çimi nasıl filizlendirir bir kaç önerimizi paylaşalım.

Buğday Filizlendirme

Malzemeler:
Buğday tohumu: Bu tohumları organik pazarlarda ve  organik ürünler satan dükkanlarda bulabilirsiniz.  Aman dikkat: ziraatte  kullanılan buğday tohumları ilaçlı olabilirler. Unutmadan aşurelik buğday çimlenmiyor. 

Toprak: Fidanlıklar toprak satıyor.  Yine de ilaçsız olduğundan emin olun.
Saksı: Büyük derin saksıların altlıkları oluyor, ben onu kullanıyorum. Fidanlıklardan temin edebilirsiniz. Benim kullandığım saksı altlığı  380 x 900 x 50 mm boyutlarında.
Su
Çim suyu çıkartıcı: Piyasada hem otomatik hem de manuel (Lexen marka) olarak bulmak mümkün. Ben Arçelik’in yeni elektrikli modelini aldım, ancak firmanın ne kadar iyi bir makinaya sahip olduğundan ne kadar haberi var gerçekten merak ediyorum. Sorduğumda pek bilgileri yoktu. Açıkçası almadan önce tereddüt ettim, acaba çim suyunu çıkarır mı diye ama gerçekten bugüne kadar kullandığım meyve-sebze suyu sıkma makineleri arasında en başarılı olanı şu an kullandığım makine. Çünkü diğerlerine göre daha fazla meyve ve sebze suyu elde edebiliyor ve  daha az posa çıkartıyor. Sadece meyvelerin değil; sebzelerin de suyunu sıkma özelliğine sahip olan bu ürünle maydanoz, dereotu, nane, lahana, havuç suyu, ıspanak suyu  vs. elde edebilirsiniz.
Bu makinenin neredeyse bire biri Coway marka olarak üretilmiş. Ben Coway kullanmadım, fakat Amerika’da çok kullanıldığını duydum. Elbette tercih edebilirsiniz ancak Türkiye’de fiyatı biraz tuzlu:)

Türkiye’de satılan manuel bir makine de var; Lexen Healthy Juicer marka adıyla, Hippocrates İnstitute’un geliştirdiği bu model, duyduğuma göre başarılı bir alet.  Temizlemesi de çok kolay, demir parça içermediği için oksidasyon olasılığı yok ve sebze-meyvelerin  besin maddeleri hasar görmüyor.


8 Mayıs 2013 Çarşamba

Ceviz Sütüyle Çilekli Shake



Daha önceki yazılarımızdan birinde hindistancevizi sütünden bahsetmiştik, şimdi sıra ceviz sütüne geldi. Eğer inek sütüne alerjiniz varsa yada değişik tatlara meraklıysanız ceviz sütünü denemenizi mutlaka tavsiye ederiz.
Ceviz sütü elde etmek gerçekten çok kolay.  Kahvaltıda müsli ve meyvelerle harika bir tat yarattığı gibi biraz bal, tarçın ve zencefil ekleyerek lezzetli bir enerji içeceği olarak da tüketebilirsiniz.
Önce kabuklarını ayıkladığımız cevizleri en az 6 saat suda bekletmek gerekiyor ki enzimleri engelleyen maddeler iyice  parçalansın.
Ceviz içerdiği omega-3 sayesinde kolesterolün düşmesine, aminoasitler sayesinde de  yüksek tansiyonun dengelemekte çok başarılı. Ayrıca içerdiği E vitaminiyle bağışıklık sistemimizin güçlenmesine yardımcı. Cevizin en değerli özelliklerinden biri olan  folik asit ise  hamilelik döneminin olmazsa olmazı. Yüksek enerji değeri sebebiyle kronik yorgunluklarda ve konsantrasyon eksikliğinde de ceviz tüketmek öneriliyor.