8 Ocak 2013 Salı

SARIMSAK EFSANESİ


Asklepios, Yunan Mitolojisi'nde tıbbın ve sağlığın tanrısı olarak bilinir. Tanrı Apollon ve Teselya Kralı’nın kızı Koronis'in oğludur.

Koronis ve Apollon  sevişirler. Koronis  bu birliktelikten gebe kalır. Ne var ki, tanrının çocuğunu karnında taşırken Arkadya’dan gelen bir yabancıyı da yatağına alır. Bu haberi tanrıya kutsal kuşu  karga verir. Apollon kız kardeşi Artemis'i Koronis'i cezalandırmak üzere görevlendirir. Artemis kadını bir odun yığınının üzerinde diri diri yanmaya mahkûm eder. O ateş öyle büyüktür ki, bir zamanlar bulutlar gibi ak olan karga tüyleri, o günden sonra is karası rengi olur. Kadın alevler üzernde can vermek üzeredir ki; Apollon çocuğunu Koronis’in karnından alır. Çocuğu yetiştirmesi için at adam Kheiron’a verir. Bu olay hekim-tanrının son anda kurtarıcı olarak yetişmesinin simgesidir. Asklepios’a hekimlik sanatını öğreten Kheiron bütün at adamlar gibi doğanın içinde yaşayan, doğanın sırrına ermiş bir varlıktır. Sağlığın kaynağı da doğada olduğuna göre; Kheiron’un açık havada, güneşin altında şifalı otlardan ve sulardan yararlanma yollarını bilmesi de gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Asklepios böylece usta bir hekim olarak yetişir, hekimliğin ve cerrahlığın tüm bilgilerini edinir. Asklepios, elindeki asasını (ki bu asa da bugün bildiğimiz, tıbbın simgesi olan yılan dolanmış asadır.) yanından hiç ayırmaz, gittiği her yere onu da götürür, yorulduğu zaman da ondan destek alır.

Zamanla daha ileri giderek, ölüleri bile diriltmeye çalışır. Bunun sırrını efsane şöyle açıklar: Tanrıça Athena, Gorgo canavarı öldüğü zaman bedeninden akan kanı toplamış ve Asklepios’a vermiştir. Gorgo’nun sağ tarafındaki damarlarda zehirli, sol tarafındaki damarlarda şifalı kan varmış. Asklepios bu şifalı kanla ölüleri diriltme yoluna gitmiş. Ancak insanların ölümsüz olması fikri hem Zeus'un iktidarını sarsmış, hem de yeraltınının tanrısı Hades'i çok kızdırmış. Ve Hades kardeşini bir şeyler yapması konusunda kışkırtmış, Zeus da Asklepius'un başına bir şimşek fırlatarak onu öldürmüş. Derler ki o an Asklepius'un elinde reçete yazılı olan kâğıt toprağa düşmüş ve yağan yağmurla üzerindeki yazılar toprağa karışmış. Oradan da her derde deva sarımsak bitmiş. Apollon da, Zeus’a yıldırımları bağışlayan Kykloplar’ı öldürerek, oğlunun öcünü almış.

Asklepios’un yok oluşundan sonra hekimlik sanatını kızı, Hygieia (Yunanca sağlık anlamına gelir) ve oğulları Asklepiades adında bir lonca düzeni içinde sürdürmüşlerdir. Atina'da, Bergama'da, İstanköy Adası’nda, İzmir'de Asklepios adına tapınaklar kurmuşlardır. Bergama'da asclepion adıyla bilinen sağlık sitesi antik Yunan dünyasındaki üç büyük sağlık sitesinden biri olarak kabul edilir.

Asklepios efsanesine Anadolu'da yapılan bir katkı da şudur; aynı hikâye Lokman Hekim içinde anlatılır. Çünkü insanoğlunun en büyük arzularından biri olan ölümsüzlüğün sırrını aramak pek çok kültürde vardır.

Asklepios'un yılanlı asası hekimliğin  ve tıbbın sembolüdür. Zira yılan yeraltının tüm sırlarını bilir… Bakınız Şahmaran Efsanesi. Asklepios'un diğer simgeleri: Çam kozalakları, defne dalları, keçi ve köpekdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder